Her sene hedeflerine bir adım daha yaklaşan ve sektörde sağlam adımlarla ilerleyen First Step markasına dair Bektay Ayakkabı Yönetim Kurulu Başkanı İlker Bektay ile konuşurken yeni koleksiyona dair ipuçlarını Genel Koordinatör ve Kreatif Sorumlusu Sinem Bektay’dan dinledik.
Trendler hızla değişmekte bu konuda tüketici eğilimlerinin on senede bir yenilenen nesil farkına göre belirlendiğini dile getiren İlker Bektay, modanın günümüz annelerinin beğeni ve alışkanlıklarına göre sürekli yenilendiğini, bunu takip edebilmek için değişik ay ve yaşlarda bebek ve çocuklara sahip olan yaklaşık 50 anneden oluşan bir grupla nabız tuttuklarını söyledi.
‘Riski minimalize etmek için tüketicinin nabzını tutuyoruz’
Bundan daha evvel modayı takip ederken kendi görüşleri doğrultusunda da hareket ettiklerini belirten Bektay, sözlerine şöyle devam etti; “Neticede üretici bir firma olarak alıp satmadığımız için, riski daha minimalize etmek adına havuz yöntemini hayata geçirdik. Bir ürünü aldınız, satmıyorsa bir daha o üründen almazsınız, riskinizde bu kadardır. Ama üretimde öyle değil, bütün Türkiye’ye satış yapıyorsanız, yaklaşık olarak her noktasına ürün veriyorsanız ve seçkin mağazalarda bulunuyorsanız bu ciddi bir adet anlamına geliyor ve siz baştan bunun riskine girmiş oluyorsunuz. Bir modelden 1000 metre kumaş girdiğinizde, o model tutmadığı zaman bütün malzeme ziyan olabiliyor. Dolayısıyla bu riski de azaltmak adına biz artık çok ince eleyip sık dokuyoruz. Bu yaklaşık olarak iki, üç senedir uyguladığımız bir yöntemdir.”
‘Dünya bir köy oldu’ sözünde dedikleri gibi Brezilya ve Çin’deki bir modelin etkileyebildiğini, hepsini nazara alıp ortak bir şeyler ortaya koyduklarını dile getiren İlker Bektay, ortaya çıkardıkları ürünün üretimine geçilmesinden evvel mutlaka annelere nabız ölçüp üretime girdiklerini söyledi.
Gelişim ve değişimin sonu olmadığını, önde olmanın rehavetine girmeden daha iyisi nasıl olabiliriz onun arayışı içerisinde olmak gerektiğini ifade eden Bektay, “Bu iş tam anlamıyla deneme yanılma metodudur. Bu malzemeyi denesek, bu modelde nasıl durur mantığı ile hareket ediliyor. Şu malzemeyi denesek terleme ile alakalı daha iyi sonuç verir mi? Çocukların ayağının terlememesine yönelik laminasyonlar, kumaşlar, malzemeler her gördüğümüz yeni bir şeyi sürekli deniye yanıla, tabi burada deneme bizim kendi içimizde oluyor. Deneme neticesinde başarılı olursa, yine aynı şekilde üretime gidiyoruz” diye açıkladı.
Dışardan bakan bir gözün çok fazla fark edemediğini ama kumaşların içeriğine bağlı olarak esasında bir sürü değişik özelliğin barındığını anlatan Bektay, bunun tasarımın dışında bir şey olduğunu ve ayakkabı tabanıyla, kimyasıyla ilgili daha yumuşak ve esnek formülleri hammaddenin kimyagerleri ile aradıklarını söyledi.
Keten enjeksiyon bölümünde Türkiye’nin en sağlıklı ürünlerini ürettiklerini belirten Bektay, “Keten ayakkabıların laminasyonlarının %90’ında ayağa nefes aldırmayan eva var. Bizde kullanılan kumaş pamuk olduğu için atlet gibi teri emer. İçerisinde laminasyon olduğunda, çocuğun ayağında terleme oluyor. Örnek vermek gerekirse, kadife kumaş dik durmaz bunun için o kumaşın lamine edilmesi gerekir. Eva, dimdik duruşuyla görüntü olarak güzel tutuyor ama nefes aldırmıyor. Tüketicinin gördüğü görsellik olunca, içeriğini tam olarak bilemiyor. Kullanınca, terletip terletmemesine göre belli oluyor” diye paylaştı.
Türkiye ayakkabıda İtalya’ya fark atıyor
Bebek ayakkabısının çok farklı sekmentleri bulunması ile birlikte marka olarak işin yeni doğan, keten enjeksiyon ve tekstil bölümünde yer aldıklarını aktaran Bektay, “Bir de Rusya’nın iyi bir talebi olan deri bölümleri var. Ayakkabıda dünyada en önde ülkelerden birisi olan İtalya, bu anlamda düzenlediği Milano fuarıyla da dikkat çekiyor. Fakat bebek ve çocuk ayakkabıları konusunda Türkiye’nin, İtalya’dan bile önde olduğu görüşündeyim. Brezilya’da ise ar-ge alanında çok iyi teknolojik ürünler var. Türkiye, üretim alanında lider Çin gibi, deri bölümünde çok iyi durumdadır. Ürettiğimiz sekment keten ağırlıklı emilsiyon için çok kuvvetli bir pazardır. Çünkü orada emek yoğun, böyle işlerde de kalitesi anlamında değil, girdi maliyetleri anlamında daha iyi olduğu ve emek bakımından daha ucuz olduğu için Çin’in eli kuvvetli” dedi.
Fakat 2014 yılının Ağustos ayında gelen bir anti damping ile ilgili vergi çalışmasının kendilerini rahatlattığını, firma olarak kalite konusunda iyi oldukları için etkilenmediklerini söyleyen Bektay, piyasadaki oyuncu sayısında bir azalma ile ithalatçı firmaların bir anda saf dışı kalarak pazarın üreticilere kaldığını aktardı.
Çin faktörü, haksız rekabeti tetikliyor
İlker Bektay, yurtdışındaki firmaların talepleri doğrultusunda İngiltere, Almanya, Fransa, AB Ülkelerinden, Afrika Ülkeleri ve Yugoslavya, Romanya, Polonya gibi Doğu Blok Ülkelerine kadar ürün satışları olduğunu ve Amerika ile Japonya haricinde bir çok bölgeye ihracat yaptıklarını dile getirdi.
Dünyada inanılmaz bir hegomanyanın kurulduğundan ve sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada haksız rekabet gibi bir kavramın oluştuğundan bahseden Bektay, “Çin’de bulunduğum dönemde 50 dolara bir ay çalışan işçilerin olduğunu gördüm. Bununla rekabet etmek mümkün değil. Evden işe bisikletle gidiyorlar, pilav yiyorlar başka bir şey yok ve senede yalnızca üç beş gün tatilleri var. Fakat artık yavaş yavaş bu durum değişmeye başladı. Çin’de insanların maaşları yükselip, onlarda daha fazla maaşlar talep etmeye başladı. Döviz kurundaki artışla beraber biraz daha rekabet edebilir hale geldik. Şayet bu haksız rekabet ortadan kalkarsa, Bektay Bebe olarak üretim kapasitemizi arttırmayı düşünürüm” açıklamalarında bulundu.
Satış olmadan üretim kapasitesini arttırmanın sadece masrafları yükseltmek olduğunu ve önümüzdeki şartların nasıl hareket edeceklerini belirleyeceğini dile getiren Bektay, üzerinde ciddi çalışılıp hammadde seçilirse satışın mümkün olduğunu belirtti.
Fuara özel koleksiyon, Pixy Love
2016 bebe patik – ayakkabı yaz kreasyonu ile iddialı olduğunu anlatan Sinem Bektay, ayrıca lansamanını ilk defa fuarda yapacağı pixy love aksesuar patik kombinleriyle görücüye çıkmaya hazırlanıyor.
Pixy love markasıyla birlikte yürüttüğü bu yeni proje için; iki alanında tecrübeli firmanın bir araya gelip uyumlu bir ekip çalışmasıyla ortaya çıkardığı özel tasarımlı, trendy ürün yelpazesi geniş tasarımlar yaptıklarını söyledi.
‘Satış noktalarını seçerken güven, sorunsuz ödeme ve kalite önemli’
Ürünlerin tüketici ile buluşma noktası satış merkezlerini seçerken tüm üretici ve satıcıların ilk beklediği unsurun önce güven ve ödemede sorun yaşamamak olduğunu aktaran Bektay, “Dikkat ettiğimiz bir diğer hususta bu noktaların sattığı ürünlerin kalitesinin bizim ürünlerden düşük olmamasıdır. Sadece fiyat odaklı değil, iyi hizmet alabilmeyi de önemsemesi lazım” açıklamalarında bulundu.
Firmanın istikrarlı bir büyümeye sahip olduğunu, tecrübe ve birikimlerinin en üst noktasında olduğunu vurgulayan Bektay, sözlerini şöyle noktaladı; “2016 bunların meyveye dönüşeceği bir yıl. Bir örnekle anlatmak gerekirse; Bir bambu ağacını toprağa ektiğinizde birkaç yıl sularsınız ve bir şey çıkmaz. Yedinci yılda bir başlar, altı ayda yaklaşık 16, 17 metre büyür. Aslında ağaç altı ayda değil, tıpkı firmamız gibi 7 senede büyüdü. 2016 yılı için firma olarak bizimde yedinci senemize girdiğimizi düşünün. Geçmiş yılların birikim ve tecrübesini çıkaracak bir yıl olarak ümit ediyoruz.”
#Firststep #Bektayayakkabı #bebekayakkabısı #ilkadım #fhasion #bebekmodası #kreatif #denizciteması #sinembektay #ilkerbektay #pixylove #cbme #fair