Atılgan Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Atılgan ile gerek sektörü, gerekse firmanın gelecek hedeflerini konuştuğumuz bir söyleşi gerçekleştirdik.
1980 Yılında kurulan Atılgan Tekstil’in, 100’ e yakın seçkin marka ve firmanın bölge bayiliklerini yapmakta olduğunu ifade eden Ramazan Atılgan, müşteri ve kalite odaklı hizmet anlayışı ile her yıl büyüyerek, Akdeniz Bölgesi’nin en büyük tekstil firması haline geldiğini ve kalitelerinden ödün vermeden, hizmet vermeye devam edeceklerini belirtti.
Firmayı ön plana çıkaran unsurlar…
Atılgan, kendilerini rakiplerinden ayırıp, ön plana çıkaran hususlar konusunda, ‘’Tüm markalarımızda oldukça iddialıyız. Hem kalite, hem de fiyat konusunda mutlak bir şekilde takip edilen, öncü bir firmayız. Bizi sektördeki firmalardan farklı kılan özelliklerimiz, kalite, hizmet, güvenirlik, doğruluk ve dürüstlük gibi kavramlarla açıklanabilir’’ diye konuştu.
Kalite ve standart fiyat politikası önemli
Ürünlerinde öncelikli olarak dikkat ettikleri hususları da dile getiren Atılgan, ‘’Kalite ve standart fiyat Konusunda oldukça hassasız. Kalitemizdeki istikrarımızın yanı sıra, fiyat politikamız da kurulduğumuz günden bu güne kadar aynı kalmıştır. Tek bir fiyatımız olur ve müşterilerimiz aynı kaliteye her zaman en doğru fiyatla ulaşmanın güvencesiyle karşılaşırlar’’ ifadelerine yer verdi.
Tüm müşteriler davet edildi
Bu yıl gerçekleşecek olan İstanbul Anne Bebek ve Çocuk Ürünleri Fuarı için hazırlıklarını yapmış olduklarını belirten Atılgan, müşterilerini fuar katılmak üzere birebir davet ettiklerini ve kendilerini bu konu hakkında bilgilendirdiklerini ifade etti. Atılgan ayrıca, yurtdışında da Almanya, Fransa, Hollanda ve İngiltere fuarlarına da katıldıklarını ve dünyadaki tüm önemli fuarları birebir takip edip, neredeyse günlük olarak perakende rafları yakından izlediklerini söyledi.
Sektöre genel bir bakış…
Anne, Bebek ve Çocuk Ürünleri sektörünün hem de yurt içi hem de yurtdışı pazarları konusundaki düşüncelerini sorduğumuz Atılgan, ‘’Anne, Bebek ve Çocuk Ürünleri Sektöründe ihracatımızı artırmamız gerekiyor. İthalat konusunda da tam tersi bir yol izlememiz gerektiğine inanıyorum.’’ dedi. Atılgan sektörde var olan sıkıntılar konusunda da, ‘’Sektörde kümeleşme yok. Kalite standartlarına da önem verilmelidir. Bu sektörün profesyonelleşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizce, ülkemizde sektörde bir dağınıklık söz konusu. Üretmek veya geliştirmek yerine var olanı kopyalayarak, kaliteyi ve fiyatı düşürmek gibi genel bir strateji takip edildiğini ve bunun sektöre zarar verdiğini izliyoruz. Sektörde Türkiye gelişiyor. Ancak sektör, Rusya ve Körfez ülkeleri hariç olmak üzere, özellikle Avrupa’da çok zayıf. Avrupa pazarını geliştirmek gerekiyor’’ açıklamasında bulundu.
Ar-Ge ve markalaşmaya ağırlık veriliyor
Atılgan, sürdürülebilir giyimin, tekstil sektöründe önem kazanmasıyla birlikte, bunun bebe çocuk giyim sektörüne de yansımaları olduğunu ve bu konuda kendilerinin de marka ve Ar-Ge çalışmaları yaptıklarını söyledi. Atılgan, markalaşma sürecinin kendileri için öncelikle pazarı, pazarın eksiklerini ve kendi doğrularını bir arada değerlendirmekle başladığını, bünyelerinde bulunan markaların da kalitesine ve kalitesini korumasına her zaman çok önem verdiklerini dile getirdi. Atılgan ayrıca, sektördeki son trendleri Ar-Ge birimlerinin yenilikçilik anlayışıyla ve dikkatle takip ettiğini belirtti. Atılgan son olarak, 2014 yılının kendileri için ticari açıdan olumlu geçtiğini, 2015 yılında da Ar-Ge ve markaya değer veren tutumlarıyla, yenilikleri takip ederek yola devam edeceklerini ifade etti.