Gebeliğin 16-20. haftaları arasında yapılan ve anne karnındaki bebekte herhangi bir anomalinin bulunup bulunmadığının tespitini sağlayan amniyosentezin, ileride yaşanabilecek birçok sorunun önüne geçilmesi açsından büyük önem taşıyor.
Amniyosentezin, “anne karnının uygun yerinden ince bir iğne yardımı ile bebeğin kesesinin içine girilerek bebeğin bulunduğu ortamdan 15-20 mililitre amniyon sıvısı alınmasıyla” gerçekleştirilen bir tanı yöntemi olduğunu belirten Adana Özel Meridien Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. İsmail Kılıç, bu testi yaptırmak zorunda olanlara, “Korkularınızı abartmayın, bebeğinizin sağlığını düşünün” uyarısında bulundu.
Opr. Dr. Kılıç, amniyosentezin, genellikle bebekteki kromozom bozukluğu riskinin yüksek olduğu durumlar, olası bir genetik hastalığın saptanması, üçlü ve dörtlü test yüksekliği, ileri anne yaşı, ailede down sendromu veya başka kromozomal bozukluk olması veya yapılan ultrasonografide kromozom bozukluğunu düşündürecek bulguların olması durumunda zorunlu olduğunu söyledi.
Opr. Dr. İsmail Kılıç, amniosentezle alınan amniyon sıvısından hücre kültürü yapılarak bu hücrelerden bebekteki kromozom bölgeleri incelenerek genetik hastalık tayininin yapıldığını vurguladı.
Anne adayları arasında riskli ve zor olduğu düşünüldüğü için korkulan amniyosentezin, aslında fazla abartıldığını belirten Kılıç, “Amniosentez işleminden sonra en sık görülen sorunlar enfeksiyon ve su gelmesidir. Genellikle amniosentez sonrası görülen gebelik kayıpları da bu iki nedene bağlı olarak gelişir. Amniosentez sonrası ortalama gebelik kayıp oranı 200-300 gebelikte birdir” dedi.
Amniyosentez işleminde hissedilecek ağrının ise basit bir iğne enjeksiyonundan farklı olmadığını vurgulayan Opr. Dr. Kılıç, “Bu işlem ameliyathane şartları gerektirmez ve yaklaşık 10 dakika sürer. Sterilizasyon için işlem öncesi anti-bakteriyel bir ajanla, işlem yapılacak bölgenin temizlenmesi yeterlidir” şeklinde konuştu.
Kılıç, bu işleminin gebeliğin 16- 20. hamilelik haftaları arasında yapıldığına dikkati çekerek, “Bu tür gebeliklerde tek bir amniyosentez iğnesi ile ilk bebeğin kesesine girilip örnek alınmasını takiben, bebekler arasındaki zardan geçilerek diğer bebeğin amniyon sıvısından da örnek alımı yapılır” ifadelerine yer verdi.
Opr. Dr. Kılıç, amniyosentez yaptırmak zorunda olan annelerin, bunu yaptırmadıkları takdirde yaşayabilecekleri sorunları göz önüne almaları gerektiği uyarısında bulundu.