“Detaycı bir yapıya sahibim. Çokça deniyorum, bazen yanılıyorum, ama hep içime sinen işlere imza atıyorum.”
İş hayatında başarılı bir iş kadını olmanın, üzerinizde oluşturduğu pozitif etkilerden kısaca bahseder misiniz?
Bebekler için üretim yapıyor olmanın pozitifliğinden yararlanıyorum. Onun ilklerinin tamamlayıcısı olma düşüncesi bambaşka bir heyecan veriyor. İşimi özenle, büyük keyifle, hevesle ve benim için en önemlisi hiç kaybetmek istemediğim amatör bir ruhla yapıyorum. Detaycı bir yapıya sahibim. Çokça deniyorum, bazen yanılıyorum, ama çok içime sinen işlere imza atıyorum. Güzel bir ekiple çalışıyorum. Bence tartışmasız yaptığınız işi keyifli hale getiren, enerji katan en büyük etken etrafınızda doğru insanlara yer vermeniz. Bu konuda çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum.
İş yaşantısında başarıyı yakalamak için kimi zaman cesur adımlar atmak gerek. Siz bu yola nasıl çıktınız? Sizin hikayeniz nedir?
Çok güzel ve özel bir insanın hayatıma girmesiyle başladı bu güzel hikâye. Eşimle birlikte oluşturduk markamızı. Birbirini çok iyi tamamladığını düşünen bir çift, aynı zamanda iş ortağıyız. Birimizin eksik bıraktığı yeri bir diğerimiz en güzel şekilde tamamlıyor. İkimiz de mükemmeliyetçi yapıya sahibiz. Markamızı oluşturduğumuz ilk günden beri değişmez politikamız, yenilikçi anlayışımız ve bebek tenine değecek materyalin sağlığa zararsız doğaya uyumlu bileşenlerden oluşması. Bu anlayışla ekip arkadaşlarımızı oluşturup, markamızı güzel bir noktaya konumladık.
Hem başarılı bir iş kadını olmak hem de iyi bir anne olmak… Bu dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Bu konuda çok şanslı olduğumu söyleyebilirim. 15 ve 17 yaşlarında iki çocuk annesiyim. Ebeveynlik çocuklarımızla birlikte öğrendiğimiz bir serüven. Bir lokma halinde size teslim edilen varlığa aslında sizin bir şeyler öğreteceğinizi sandığınız, süreç içinde öğrettiğinizden misliyle öğrendiğiniz dünyanın en keyifli yolculuğu. Çocuklarımdan ilk öğrendiğim şey doğru planlamayla birçok şeyi bir arada yapabilmenin mümkünlüğü oldu. İlk önceliğim onların sevgi dolu ortamda kendi güçlerinin farkındalığıyla büyümeleriydi. Çok şükür öyle de oldu. Çalışan anne olmanın galiba en güzel yanı siz talep etmeden, ev halkının ilk başta belki size yardım etme düşüncesiyle ama sorumluluğunu tam anlamıyla alıyor olması. Herkes sorumluluğunun bilincinde olunca da çok da yönetmek zorunda olduğunuz bir ortam olmuyor.
Sizce iş yaşantısında hala kadın ve erkek ayrımı yapılıyor mu? Bu konu hakkındaki
değerlendirmelerinizi kısaca öğrenebilir miyim?
Cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte bu eşitsizliğin ortadan kalktığını bilen, bu bilince sahip ailede yetişen, çocuklarımı da bu bilinçle yetiştirmeye çalışan biriyim. Açıkçası bugüne kadar girdiğim hiçbir ortamda da herhangi bir ayrımla karşılaşmadım. Ülkemizin gelişmiş ülkeler yanında yer alması için nefessiz çalışmamız gereken bir süreç varken, bu tür tartışmaların ülkemize vakit kaybettirmekten başka hiçbir amacının olmadığı düşüncesindeyim.
İş yaşantısına hazırlanan veya kendi işini kurmak konusunda hevesli olan gençlere tavsiyeleriniz neler?
Öncelikle sadece heveslerini değil, gönüllerini, gece gündüz demeden çalışabilecekleri emeklerini ortaya koymaları gerektiğinin bilincinde olup, yapmak istedikleri işi çok iyi analiz edip, sektördeki yerlerini konumlandırıp, doğru zaman, doğru ürün, doğru ekip ve yeterli sermayeleri olduğuna inandıkları anda adımlarını atmalarını söyleyebilirim.