Cantoy Tekstil’in Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Yunus Emre Otman ile firmanın çalışmalarını konuşurken, kendisinden sektörün genel bir değerlendirmesini de aldık.
Hedef marka olmaktı Aile büyüğü Eyüp Otman tarafından 1980’li yıllarda kurulan Cantoy Tekstil, önceleri oyuncak, kırtasiye üzerine toptan satışlar yaparak ticarete başladı. 1997 yılından itibaren bebe sektörüne geçiş yapan firma, o gün bu gündür alanında en iyi markaları pazarlamaya çalışan ve hem üreticisine, mal aldığı tedarikçisine hem de mal sattığı müşterisine güven çerçevesinde ciddi anlamda hizmet sunan bir müessese haline geldi. Güven ve kaliteyi ön planda tutan, toptan ticaret üzerine iş yapan ve toptan ticareti bir marka haline getiren, toptanda marka olabilmiş Cantoy Tekstil, yıllar önce marka olmak için sadece imalat yapılması gerekmediğini ortaya koymak için kolları sıvadı. Cantoy Tekstil şimdilerde, 10 – 15 yıl önce insanların inanmadığı, ihtimal vermedikleri ‘’toptanda marka’’ imajını gerçekleştirdi.
Yüzlerce markayı temsil ediyorlar
Firmaları bünyesinde 100’ün üzerinde markanın ürünleri olduğunu belirten Yunus Emre Otman, bu markaların her sezonda farklılık gösterdiğini söylerken, ‘’ Bazı sezonlarda marka sayısı artıyor. Ama genel olarak 0 grubundan 16 yaş grubuna kadar, yeni doğan grubundan başlayıp, yeni doğan grubunun bazı yan ürünleri, aksesuar gruplarıyla başlayıp, 16 yaşındaki bir çocuğun tekstil alanındaki ihtiyaçlarını karşılamak üzerine bir marka portföyümüz var. Bu portföyle bizim istediklerimiz, bizim ihtiyaçlarımız ve modanın trendi ne ise o doğrultuda ticaret yapıyoruz’’ dedi.
Ticaretin değişkenliğine uygun planlar
Toptan ticaret yapan bir işletme oldukları için proje anlamında sürekli olarak yenilik yaptıklarını ifade eden Otman, bulundukları ticari güç noktasında yerde sağlam kalıp, kök salıp, geçen zaman içerisinde açılan mağazaların aracılığıyla da ağacı yeşil tutarak, sağlıklı bir şekilde gelişmekle ilgili bir planları olduğunu söyledi. Bu süreç içerisinde 2014’te pazar araştırmalarını yapmış olan firmanın, 2015 başından itibaren yurt dışı fuarlarla ilgilenerek yeni projeler planlama işini genel hatlarıyla şekillendirdiklerini dile getiren Otman, ‘’Herkesin bir tarzı vardır, kimisi 50 sene sonrasını planlar. Ama biz ticari olarak düşünüyoruz ve genelde bulunduğumuz sene ve bir sonraki seneyi düzenliyoruz. Çünkü ticarette bazen günler bile bazı gerçekleri değiştirebilir, biz de bunu görüyoruz. Genellikle planlar yaptığınız günün piyasa gerçekleri ile bugünün gerçekleri arasında ciddi farklılıklar vardır. Biz geçmiş günkü planımızı çok ciddi risklerle çok uzun vadeli yapmış olmakla belki kâr değil; zarar edebilirdik. Biz bu şekilde ticaret yaptığımız için; 100’ün üzerinde üretici, binlerce müşteri, 40’a yakın personel, bunların sorumluluğuyla hareket ederek sağlıklı işler yapmaya çalışıyoruz. Bu nedenle 50 yıl sonrasını değil de, bir sonraki yılı planlamaya çalışıyoruz. İnşallah da başarılı oluruz” diye konuştu.
Cantoy’a dünyanın birçok yerinden e-ticaret ile ulaşılabiliyor
Çalışıyor oldukları ana markaların ürünlerinin, mağazaya geldiğinde fotoğraflarıyla birlikte internet siteleri olan www.cantoyshop.com ‘da sunuluyor olduğuna işaret eden Otman, ürünlerin burada siteye üye olan ve toptan ticaret üzerine çalışan müşterilerin beğenisine sunulduğunu belirtti. Otman, ‘’Bizim ürün portföyümüz genel itibariyle orta, ortanın üstü ve kaliteli ürün ürünlerden oluştuğu için müşterilerimizin büyük çoğunluğu ürünlerimizi kendi eliyle dokunarak, görerek tedarik etmek istiyorlar. Bu e-ticaret işi de yeni bir dükkân açmak gibi, zamanla oturan ve büyü- yecek olan bir iş. Sattığınız ürün gruplarına bağlı olarak basic ve standart ürünlerde sorun yok ama koleksiyon ve lüx ürün gruplarında insanların görerek, beğenerek, dokunarak, çeşidi bir arada bir mağaza içinde görüp, kıyaslayarak yapıldığı zaman daha çok başarılı olunur. İnternet sitemiz bizim bir reklamı- mızdır. Aynı zamanda uluslararası alanda prestijimizi artıran bir e-ticaret sayfamız var. Bugün dünyanın birçok ülkesinden bizim e-ticaret sayfamızdan insanlar bize ulaşıyorlar” diye belirtti.
Moda ve yeni trendler ne kadar hızlıysa o kadar kazanç söz konusu
“İç piyasayı da değerlendiren Otman, insanların genellikle biraz daha gösterişli, moda olmuş ve güncel renkleri yakalayan ürünler istiyor olduğuna işaret etti. Otman, modada sabit bir duruşun olmadığına ve değişimin çok hızlı olduğuna vurgu yaparak, ‘’ Özellikle kız grubunda moda çok sık değişiyor. Erkelerinki de değişken ama durum kız grubunda olduğu kadar hareketli değil. Erkeklerinki yıllar boyunca devam ediyor, kız çocuklarının kıyafetleri, renkleri, desenleri ve kumaş seçenekleri çok daha hızlı değişiyor. Bu nedenle bu sektörde kız çocuğu üzerine üretim yapanlar çok zorlanırlar. Kız çocukları için çok enteresan şeyler çıkıyor. Hem renk, hem giyim tarzı ve hem de kumaş seçeneği olarak bu modayı yakalayabilirsen, insanların taleplerine tam manasıyla doğru zamanda hitap edebilirsen ba- şarılı olabiliyorsun. Biz de bakıyoruz insanların taleplerini değerlendirip, bunu üreticiye aktarıp, doğru zamanda o doğru ürünü tezgâha sokmaya çalışıyoruz” dedi.
İlk kural; ticaret adabına uygun işler yapmak
Sattıkları markalarda ürünlerin satış fiyatlarını üretici firmaların belirlediğini ve bu markaların taban satış fiyatının üstüne karışmadığını söyleyen Otman, ‘’ Biz 30 seneden fazladır ticaret yapıyoruz ve hep demişizdir, ‘Biz taban satış fiyatımızdan yürüyelim, müşterimizi mağdur etmeyelim’ diye… Yani Cantoy’dan bir ürünü aldığında hasbelkader dünyanın başka yerinde başka firmada o ürünü gördüğünde Cantoy’dan daha ucuza olmasın ama biz bunu yaparken de başka bir toptancının da sattığı bir ürünü ondan daha ucuza satma adına hayatımız boyunca bir hamle yapmadık’’ diye ifade etti. Kendilerini ticari manada yaralamak, zedelemek isteyen ve onları bu açıdan rakip gören birçok firma olduğunu da dile getiren Otman, ‘’Bu noktada bazı firmalar bizimle rekabet etmek için uğraştılar fakat biz onların rekabetine karşılık vermeyerek, ticari ahlakın gereği ne ise ona göre hareket ettik. Ben hep söylerim, her işin bir yapılma adabı var ve bu adabı ben yazmadım. Kim ne iş yapıyorsa onun adabına ve kurallarına uysun. Ticaretin kuralına göre bir ürün alınır, zamanında sezonunda kâr etmeden satılmaz. Kâr etmeden satarsanız, başkalarına da zarar verirsiniz. Sahadaki diğer kişilerin ahını alırsanız görüntü itibari ile ettiğiniz kâr, neticede zarara dönüşür. Ticari olarak yaptığımız bütün işlere hep bu açıdan bakmışızdır. Alan, satan ve diğer satanların da zarar etmeyeceği bir ticareti öngörüyoruz. Bizim rızkımızı veren Allah’tır, herkesin rızkını vereceğini de taahhüt etmiş- tir. Biz başkasının rızkına göz koyarsak, kendi rızkımızdan oluruz. Kanaat bitmek tükenmek bilmeyen bir hazinedir” dedi.
‘Ticari istihbarat ile riski azaltıyoruz’
Ticari riskler konusunda nasıl bir yol izlediklerine de değinen Otman konuyu, ‘’Biz bu kadar yıldır yurt içiyle ticaret yapıyoruz. Son 7 senedir yurtdışıyla da ticaret yapıyoruz. 2004’lere kadar hiç fuara katılmamış ve dolayısıyla yabancı müşterisi olmayan bir firmaydık. Cenabı Hakk’ın lütfu, bize nasip etti, önce fuara katıldık, sonra da 2 kere dükkânımızı büyüttük. Bugün sektörde en büyük mağazaya sahibiz ve bir de İstanbul’da şube sahibi olmayı Cenabı Hak nasip etti. Yurt içiyle iş yapmak bana göre bir uzmanlık işidir. Çünkü insanlar eskiden doğru sözlüydü. Günümüzde yurt içinde ticaret yapmak adına gelişen uzmanlık ile 5, 10 ve 20 sene önceki uzmanlık arasında büyük farklılık var. Eskiden ticaretle uğraşan insanlar doğru sözlüydü, söyledikleri şeylerde gösteriş, riya, yalan gibi şeyler olmadığı için onlara inanıyorduk ve itimat edip onun sözüyle iş yapıyorduk. Bu tutumdan yana zarar da görmüyorduk ama bugün maalesef bu tarzda ticaret yapanların sayısı azaldı. Bu nedenle de ticari anlamdaki riski insanların sözü ile değil, ticari istihbarat ile eritmeyi daha doğru buluyorum. Bu da sahaya hakim olmakla ve iç piyasadaki insan yapısını bilmekle alakalıdır’’ diyerek açıkladı.