Halk arasında şeker hastalığı olarak tanımlanan diyabet hastalığı , kontrol altında tutulduğu sürece hastanın kaliteli bir yaşam sürmesi mümkün olur.
Ancak bazı hastalıklar ve enfeksiyonlar diyabet hastaları için hayati tehlike yaratırlar ve acil müdahale gerektirirler. Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Yalçın hangi hastalıkların ve belirtilerin diyabetlilerde acil müdahala gerektirdiğini anlattı. Diyabetik hastalarda özel dikkat gerektiren durumlar vardır ve tüm hastaların bunlar hakkında bilgisi olması gerekir. Özellikle üç acil durum vardır :
1. Diyabetik ketoasidoz:
Özellikle tip 1 diyabette %25 çocuk hastada ilk belirti olarak ortaya çıkabilmektedir. İnsülin eksikliğinin belirdiği tip 2 diyabetli hastalarda da görülebilen bir tablodur.
Sebepler:
a) İnsülin dozunun azaltılması veya kesilmesi: Hastanın bilerek ya da yanlışlıkla insülini kesmesi, kalem ve enjektördeki bozukluklar
b) Enfeksiyon: Solunum yolu enfeksiyonları, ishaller, idrar yolu enfeksiyonları, diğer
c) Akut pankreatit: Alkol, safra kesesinde taş, aşırı yüksek kan yağları gibi nedenlerle meydana gelen pankreas iltihabı etken olabilir.
d) Kronik böbrek yetersizliğine bağlı üremi tablosu
e) Digoksin zehirlenmesi: Kalp yetmezliği nedeniyle Digoksin kullanan hastalarda dozun fazla gelmesi ketoasidoz komasını tetikleyebilir.
f) Bilinmeyen nedenler
Belirtiler:
Çok su içme, çok idrara çıkma, güçsüzlük, kas ağrısı, bulantı, kusma, iştahsızlık, karın ağrısı, baş ağrısı, şuur bulanıklığı bulunabilir.
Diyabetin en önemli acil komplikasyonudur. Bu durumda eğer en yakın sağlık kuruluşuna başvurulamıyorsa,
ulaşana kadar bol su içilmelidir. Hasta, şekeri enerjiye dönüştüremediği için yağlar yakılacak ve yağların aşırı yakılmasına bağlı, ortaya çıkan son ürün olan keton cisimleri üretilecektir. Bunlar arasında, en iyi bilineni asetondur. Bunun çok fazla üretilmesi, vücudun asit-baz dengesini, asit yönüne kaydırarak komaya neden olur.
Her hastanın evinde idrarda aseton ve şeker ölçüm çubukları bulunmalıdır. İdrarda şeker ve aseton ölçümü çok pratik ve yararlı bir yöntemdir. Bu belirtileri kendinde hisseden hasta idrarında şeker ve aseton pozitifliği saptandığında, en kısa zamanda bir hastaneye başvurmalıdır. 300 mg’ın üzerinde şeker bulunup, idrarında da aseton varsa ulaşması zaman alacaksa bol su içip 4 – 10 ünite kadar kristalize insülin ( Actrapid, Humulin R, Humalog veya Novo Rapid) yapılmalıdır.
2. Hiperozmolar Nonketotik Koma:
Diyabetik ketoasidozdan daha az sıklıkta karşılaşılır. Şeker düzeyi 500 mg/dlt’nin üstüne çıkar, idrarda aseton (keton) pek bulunmaz. Daha ileri yaşlardaki diyabetiklerde görülür. Tam bir insülin eksikliği yoktur. Sıvı ve elektrolit kaybı daha belirgindir. Hastaların böbrek fonksiyonları çok iyi değildir.
Sebepler:
a) Enfeksiyonlar
b) Akut pankreatit
c) Pankreas kanseri
d) Kusma ile birlikte üremi
e) Endokrinolojik (hormonal) hastalıklar
f) İlaçlar
g) Sıcak çarpması
h) Yanıklar
Hasta sıklıkla nörolojik bir hastalığa sahip olduğu düşünülüp yanlışlıkla Nöroloji kliniğine sevk edilebilir. Çünkü belirtiler daha çok şuurda kapanma, ajitasyon vs. gibidir. Sıvı – elektrolit tedavisi önceliklidir. En yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
3. Hipoglisemi Koması:
Kan şeker düzeyinin 50 mg/dl’nin altına inmesiyle gelişir. Bundan daha yüksek şeker düzeylerinde de belirti hisseden hastalar, hiç de nadir değildir. Ancak bu değerin üzerindeki hipoglisemilerde ciddi bir merkezi sinir sistemi hasarı beklenmez.