Erva Tekstil Firma Ortağı Yılmaz Görmez ile sektöre dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
2005 yılında faaliyete başlayan Erva Tekstil’in ilk çalışmaları, bebe uyku seti imalatı üzerine olmuştu. Şimdi ise, 10 yılı geride bırakmış bir firma olan Erva Tekstil, zaman içerisinde ürün imalatını bırakıp, bebe çocuk kumaş işine devam etti ve bebe çocuk tekstili ile ilgili kumaş alanında yoluna devam etmekte oldukça kararlı görünüyor. Çeşitliliği, bebe battaniye, alt açma, dış giyim kumaşları gibi ürünlerde tercih ettiklerini ifade eden Görmez, bebe çocuk sektöründe müşterilerine kalite standardı yüksek, dünya markalarının kullandığı değerde ürünlerle hizmet vermeyi amaçladıklarını söyledi.
Tasarımda ölçüt dünya trendleri
Tasarımın kalitenin bir parçası haline geldiği sektörlerden biri olan tekstil sektöründe bu konunun ne kadar önemli olduğuna da değinen Görmez, “Desen hazırlama, hazırlanan desenlerin iplik kalitesi ve dokuma uyumluluğunun sağlanabilmesiyle ilgili epey yol kat ettik. Tasarım ekibimizin fikirlerinin çizime, çizimden dokumaya dönüşmüş halini müşterilerimizle değerlendirip üretimde karar kılıyoruz. Bundan 2 yıl sonrasının desen ve numune kumaş çalışmalarını hazırlamış durumdayız. Bunların hazırlanmasında dünya trendlerini de takip ediyoruz. Müşterilerimizin çoğunluğu, direkt ya da dolaylı olarak yurt dışına satış yapıyor. Onların bu pazarlarda yer alabilmelerine kalite ve ürün çeşitliliğimizle katkı sağlıyoruz.” dedi. Yurtdışında anlaşmalı 3 fabrika ile çalışan Erva Tekstil, bu ülkelerde çalışmalarını takip edebileceği kendi ofislerine ve ekibine sahip. Bu sebeple üretimle ilgili, herhangi bir değişiklik gerektiğinde anında müdahale edebiliyorlar.
Taklitçilere karşı yasal mücadele söz konusu olabilir
Sektörde hiçbir firmayı kendilerine rakip olarak görmediklerini dile getiren Görmez, her firma kendi işini yapıyor olduğu için herkesin kendi kendinin rakibi olduğuna inandığını söyledi. Sektörden yana şikayetlerini de aktaran Görmez, taklit edilme sorunuyla karşılaştıklarını ifade ederken, ‘’Bizim desenlerimiz taklit edilirken izin almıyorlar bari aynı kaliteye özen göstersinler. Yurt dışında üretim yaptırdığımız fabrikalarda üretim yaptıran dünyada söz sahibi markalar da var. Bizim desenlerimizi görüp, beğendiklerini kendileri de ürettirmek için izin istiyorlar. Onlar, o nezaketi gösteriyorlar. Biz yurt içi firmalardan da bu nezaketi bekliyoruz. Ürünlerimizin tamamına yakını kendi tasarımımız ve patentli. Şimdiye kadar hiçbir taklitçi firmaya karşı bu hakkımızı kullanmadık. Ama fiyatları düşük tutmak amacıyla düşük kalitede piyasaya çıkmaya devam ederlerse yasal hakkımızı kullanacağız’’ diye konuştu.
Yüksek vergi oranlarından yana sıkıntı var
Üretim, ithalat ya da ihracat ile ilgili sorunlar yaşayıp yaşamadıklarını sorduğumuz Görmez, ‘’Üretimde bir sıkıntı yaşamıyoruz. Ama ithalatta yüksek vergi oranları nedeniyle maliyette sıkıntı yaşıyoruz. Bu yüksek vergi oranları, ihracat yapan, Laleli, Merter ve Osmanbey piyasalarında ürün satan müşterilerimize rekabet açısından olumsuz yansıyor’’ yanıtını verdi.
Tekstil sektörü markalaşma sürecinde avantalı
Tekstil sektörünün geleceğine dair de görüşlerini paylaşan Görmez, bu sektörün, ekonominin lokomotif gücü olmaya aday olduğunu ifade etti. Görmez, ‘’Aynı zamanda katma değeri yüksek ve marka yaratmada daha avantajlı durumda. Firmalarımız markalaşma konusunda iddialılar. Eskiden olduğu gibi “göz kararıyla’’ değil, daha kavramsal dü- şünerek hareket ediyorlar. Dünyayı takip ediyorlar ve yerinde gözlem yapabiliyorlar. Aynı zamanda kendilerine özgü çizgi oluşturuyorlar. Bebe-Çocuk tekstili de bu sürecin içerisinde. Biz markalaşma sürecinde bu sektörü daha avantajlı görüyoruz. Çünkü bu sektörde tüketici daha fazla bilinçleniyor. Anne ve babaların kalite ve hijyen konusunda daha duyarlı ve seçici olmaları kalite gelişimini hızlandırmaktadır. Kaliteli üretim yapıyorsanız, yenilikleri de yakından takip edip hızlı uygulamaya geçebiliyorsanız çoğu şeyi aşmışsınız demektir. Ürünün tanınması ve pazarlanmasında, artık dünya pazarları gelişen görsel teknoloji ile daha yakınlaşmış durumda’’ dedi.