“Cinsiyet ayırımı yapmıyorum. Bu enerji karşı tarafa da yansıyor ve hiç ötekileştirildiğimi hatırlamıyorum.”
İş hayatında başarılı bir iş kadını olmanın, üzerinizde oluşturduğu pozitif etkilerden kısaca bahseder misiniz?
İş hayatında kadın olduğum doğru. Başarılı olduğum tartışılır. Ama bu hayatın içinde süreklilik ile mücadele etmenin getirdiği pozitif bir bakış açısı mevcut. Mücadele etmenin insana kattığı en iyi olumlama da her daim hayattan kopmadan kendini güncelleyebilmek olduğunu düşünüyorum.
İş yaşantısında başarıyı yakalamak için kimi zaman cesur adımlar atmak gerek. Siz bu yola nasıl çıktınız? Sizin hikayeniz nedir?
Yollar bazen seçimlerin sonucudur bazen de önünüzde birden beliriverir. Benimki her ikisinden de biraz alarak şekillendi. Doğru ve hızlı karar verebilme yetisini insanın kendisinde bulması cesur olmanın birinci kuralı. Ben de başlarken önümde beliren yolda böyle bir kararla başladım.
Hem başarılı bir iş kadını olmak hem de iyi bir anne olmak… Bu dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Bu dengeyi sağlamak bir kadın için hiç kolay değil. Aslında bu denge kendiliğinden oluşuyor. Çocuklarım ve işimi çok seviyorum. Sanırım bu da doğal bir sonuç…
Sizce iş yaşantısında hala kadın ve erkek ayrımı yapılıyor mu? Bu konu hakkındaki değerlendirmelerinizi kısaca öğrenebilir miyim?
Bence Türkiye de iş hayatında kadınlar zor şeyler yaşıyor. Ama ben bu konuda hiç dezavantaj yaşamadım. Çünkü cinsiyet ayırımı yapmıyorum. Bu enerji karşı tarafa da yansıyor ve hiç ötekileştirildiğimi hatırlamıyorum.
İş yaşantısına hazırlanan veya kendi işini kurmak konusunda hevesli olan gençlere tavsiyeleriniz neler?
Ne yapmak istediklerini yetenekleri doğrultusunda severek yapmaya çalışsınlar. Mücadeleyi bırakmasınlar. Çünkü hiç de düz giden bir yol değil.