Geçen ay ekonomide en çok ihracat konuşulmuş. Mayıs ayında ihracat yüzde 7,3 artmış. İhracat, medyada 37 binden fazla habere ve yazıya konu olmuş.
Türkiye’nin topyekûn zenginleşmesi, ihracatını ithalatının üstüne çıkarmasına bağlı. Değer üretemeyen, sahip olduğu varlıkları kârlı bir şekilde değerlendiremeyen işletmeler de, ülkeler de geleceğe güvenle bakamıyor. Büyüğü küçüğüyle bütün firmalarımız Bakan Çağlayan’ın dinmek bilmeyen ihracat gayretlerine ve Vizyon 2023 hedeflerine ayak uydurmaya, dünyanın dört bucağında mal satmaya uğraşıyorlar.
Firmalarımız, dış pazarlardaki başarılarını anlatırken, ihracat yaptıkları ülkelerin sayısıyla övünüyor, ülke bazındaki cirolardan ve pazar paylarından pek bahsetmiyor, çok sayıda ülkede küçük miktar cirolarla yetiniyorlar.
Yerli firmalar ve yöneticileri, hem iç pazarda hem de dış pazarlarda “marka olmak” tabirini de dillerinden hiç düşürmüyorlar. Aralarında milyarlık cirolar yapan ve bazı ülkelerde adından söz ettiren markalar olsa da, firmalarımızın çok büyük bir bölümü, iç pazarda bile gerçek anlamda marka olmanın çok uzağında bulunuyorlar.
Medar-ı iftiharımız bazı firmalar dışında, Türk markalarını dış pazarlarda kimselerin tanımadığını, oralardaki Türk nüfus dışında halkın Türkiye çıkışlı ürünlerden haberdar bile olmadığını da itiraf etmeliyiz. Firmaların dış pazarlarda dişe dokunur pazarlama yatırımları ve harcamaları yaptıkları da söylenemez. Firmaların elli yüz ülkeye ihracat yapabiliyor olmaları elbette önemli bir başarı, lakin, Vizyon 2023 için daha ötesine de ihtiyacımız var.
Şirketlerimizin yurt dışı pazarlardaki başarısı, mallarına müşteriler, işini bilen, ciddî, uzun vadeli düşünebilen
bayiler bulmalarına bağlı. Hedef ülkelerde etkili bayiler bulabiliyorlarsa işleri yukarı gidiyor, aksi?takdirde,?ihracat?maceraları cılız?denemelerden?öteye?geçemiyor.
Yıllardır marka hayalleri peşinden koşan firmalarımızın, destek ve teşvik beklemekten vazgeçip, önce dış pazarlara giriş stratejilerini ve markalaşmayı öğrenmeleri, o zamana kadar da, üretken, becerikli, hızlı çalışan ve itimada şayan tedarikçiler, dostluğu aranır fasoncular olmaya özen göstermeleri gerekiyor.
Marka yolculuğu zor bir süreç.
Oldum demekle olunmuyor.