2007 yılında 3 kardeşin mimarlık, iç mimarlık ve inşaat mühendisliği kategorilerinde 3 farklı disiplini bir araya getirmesi ile kurulan OSO Mimarlığı, çocuk mağazalarını nasıl cezp edici bir dünyaya çevirdiklerini ve bu işin püf noktalarını Okan Bayık’a sorduk.
OSO Mimarlık olarak gerek tasarım ve projelendirme, gerekse iç mimari uygulama hizmetleri alanında faaliyet gösterdiklerini belirten Okan Bayık, “Son dönemlerdeki çalışmalarımız ağırlıklı olarak iç mimariye kaymış durumdadır. Özellikle mağaza ve ofis alanlarında olmak üzere; tüm iç mekânlardaki tasarım ve uygulama çalışmalarımızı yurtiçi ve yurtdışında sürdürmekteyiz” ifadesinde bulundu.
Bayık, gelişen teknoloji ile tüm yaşantımızın ve beraberinde satın alma alışkanlıklarımızın da yeniden şekillendiğini dile getirdi.
Artık mağazacılık sektörünün, E-ticaret dünyası ile çetin bir rekabet içerisinde olduğunu da söyleyen Bayık, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu anlamda eskiye nazaran kullanıcı talep ve beklentileri çok değişmiş durumda. Bu sebeple günümüzde tüketiciyi mağazaya çekebilmek, onu mağaza içerisinde mümkün olduğunca tutabilmek oldukça önem kazanan konulardandır. Bu anlamda ebeveyn ve çocukların ilgisini cezp edecek, dikkat çekici ve fark yaratan bazı görsel zenginlikler, tasarım unsuru olarak mağazalarda kullanılmalıdır.”
Trend kavramının kendi sektörleri için doğru bir kavram olmadığını, mimarlığı daha çok terziliğe benzetmenin daha doğru olduğunu belirten Bayık, “İhtiyaçlar; kişiye, bedene ve talebe göre şekillenmektedir. Bu anlamda mağazanın kendine özel ihtiyaç ve hedefleri, tüketici profili, mekân verileri gibi farklı konuları, her mağazanın kendi özelinde harmanlamak en doğrusudur. Tasarımlarımız da, bu konular çerçevesinde şekilleniyor. Trend ve moda gibi geçici unsurlar bu anlamda çok daha yüzeysel ve hızlı tüketilmeye mahkûm konulardır” dedi.
Mimari tasarımın getirdiği katkı, ülkemizde yeni gelişen ve farkına varılan bir mecra
Okan Bayık, mimari bir grup ile çalışmanın ve bir takım konsept kararlar doğrultusunda iç mekan tasarımı oluşturmanın, sadece bu sektöre özel olarak değil, tüm iç mekanlar için ilave bir katma değer olduğunu vurguladı. Bu konunun, maalesef ülkemizde yeni yeni farkına varılan ve gelişmekte olan bir mecra olduğunu ve sektörün bakış açısının halen yetersiz olduğunu da ekledi.
Mağazacılık sektörü açısından, firmalar arası rekabetin her gün daha fazla arttığının ve pazar payının ise daraldığının altını çizen Okan Bayık, “Bu noktada ürünlerin kalitesi ve fiyat politikasının yanında, markaların pazarlama stratejisi de bir o kadar önem teşkil ediyor. Bu noktada mağaza tasarımları ve ürünlerin sunum biçimleri devreye giriyor. Yani mağaza tasarımındaki konsept kararlar…” diye belirtti.
Her mimari tasarım üst düzey bir mağazacılık ya da pahalı ürün demek değil
Toplumumuzda her mimari tasarımın üst düzey kalitede bir mağazacılık ve pahalı ürünler olduğuna dair hakim görüşün yanlış algı bir olduğunu sözlerine ekleyen Bayık, “Doğru mimari tasarım şu demektir: Kendi ürün grubunuzun, hedef kitlenizdeki doğru tüketicilere hitap etmesini sağlamaktır. Bunu yaparken de farklılık oluşturmak ve tüketiciyi cezp ederek satışları arttırmak, mimari ekibin tasarımı ile kazandıracağı katma değerdir. Mağazaların mekân konseptleri belirlenirken, mutlaka bu kriterler dikkate alınmalıdır” açıklamasında bulundu.
Mağazacılık sektörünün bu katma değerin farkına vardıkça, mimari ekiplerle çalışma istek ve taleplerinin daha da artacağını sözlerine ekledi.
Mağazalar, karikatürize figürler ve interaktif oyun alanlarıyla çocuklara hitap etmeli
Günümüz çocuklarının, bizim çocukluğumuza nazaran çok daha fazla hayatın içerisinde olduğunu ve aile yaşantısını ebeveynleri ile birlikte şekillendirdiklerini anlatan Bayık, şöyle devam etti; “Ebeveynler açısında da, çocuklara daha fazla özgürlük alanı oluşturabilmek için bu durum özellikle teşvik ediliyor. Bu sebeple, çocukların kendi kararlarını verecekleri konu ve alanlar kendiliğinden oluşturuluyor. Bu durum çocuk mağazası tasarımı için bizce çok önemli bir tasarım verisi. Mağaza ve ürünlerin hitap kitlesi ebeveynler kadar çocuklara da yönelik olmalıdır. Dolayısı ile bazı karikatürize edilmiş figürler, mobilyalar ve mekân bileşenleri ile renk – malzeme kullanımı, tasarım konsepti olarak önem kazanmaya başlıyor.”
Ayrıca mekanda çocuklara yönelik interaktif bazı oyun alanlarının oluşturulmasının da diğer bir önemli konsept kararı olduğunu belirterek, “Bu sayede hem ebeveynlerin rahatça alışveriş yapmalarını sağlarken, hem de çocukların gönlünü fethedebilirsiniz…” dedi.
Mağaza dekorasyonunda yapay malzeme kullanımından kaçınılmalı
Mağazalar, ebeveynler kadar çocuklara da hitap ettiği için, bu konudaki asıl belirleyici faktörün çocuklar olduğunu vurgulayan Bayık, “Özellikle mobilyalarda sivri ve keskin köşelerden kaçınılması çok önemli… İlave olarak, sergileme ekipmanlarının sökülüp takılma dayanımı, malzemelerin çizilme ve çarpmalara karşı direnci gibi konulara da dikkat edilmelidir. Bu konuda, mağaza kullanıcıları olan çocukların oldukça acımasız olduğunu dikkate aldığımızda, hızlı eskime ve yıpranmaya karşı dayanıklılık önemli kriterler arasındadır” ifadelerine yer verdi.
Diğer yandan kullanılan tüm malzemelerin doğal olmaları; yapay ve bazı kanserojen gaz salınımları üreten ürünlerden kaçınılması hususunda gereken tedbir ve özenin gösterilmesi gerektiğini de belirterek sözlerini sonlandırdı.