Biliyorsunuz pOOplie bir mutluluk projesi . Amacı annelerin ellerinden tutup aile ekonomilerine katkıda bulunabilmeleri için yardımcı olmak. En önemli hedeflerinden birisi annelerin yüzlerini güldürebilmek. Bunu yapmayı başarabildiğinde, pOOplie mutluluk projesi dolaylı yoldan çocukların da yüzlerini güldürebilmiş ve böylece daha mutlu bir neslin yetiştirilmesine kendince katkı sağlamış olacak.
“Neden pOOplie” başlıklı yazımızda hayalimizin websitemizi bir gün her annenin kendi imkânlarıyla çocuklarına bir şeyler sağlamasına olanak tanıyacak bir platform haline dönüştürerek, “o çaresizlik hissini tek tek annelerin kalplerinden silebilmek” olduğunu yazsak da, bunu nasıl yapmayı planladığımızdan söz etmemiştik.
Hal böyle olunca, pOOplie mutluluk projesinin 1. aşaması kapsamında Ayşin ve ben kendi çocuklarımızın küçülen giysilerini, ayakkabılarını vs. kendi dükkanımızda satışa sunununca, www.pooplie.com’u sadece bu amaçla kurduğumuzu düşünenler bile oldu.
Takdir edersiniz ki bu kadar küçük bir hedefimiz olsaydı eğer, bizim açımızdan buna ulaşmanın çok daha zahmetsiz, pratik ve maliyetsiz yolları vardı 🙂
Biz bu ürünleri dükkanımızda satışa sunduk çünkü, başka annelere “bak sen çaresiz değilsin, evdeki bir şeyleri bile nakite çevirebilirsin”i ispatlamak ve böylece onlara ilham kaynağı olabilmek istedik.
Ne Ayşin ne de ben örgü, dantel, tel kırma, dikiş dikme gibi el emeği ve becerisi gerektiren konularda fazlaca yetenekli sayılmayız.
Hal böyle olunca, kendi çocuklarımızın büyümeleriyle bizim için yaşam çevrim süreçlerini doldurmuş olan, bir kısmı halen etiketli, çoğu da sadece birkaç kez kullanılabilmiş olan bu ürünler bizim nezrimizde başkaca bir anlam kazandılar.
Bu ürünleri paraya çevirerek pOOplie mutluluk projesinin ekonomisine katkıda bulunurken, dünya kaynaklarını da koruyabiliyor olacağımız düşüncesi bizi çok heyecanlandırdı. Hatta bir dönem bir ikinci-el piyasası oluşturup onunla çocuk giysi ve araç gereçlerini geri dönüşüme kazandırma ve böylece dünyamıza çok önemli çevresel faydalar sağlamak üzerine epeyce düşündük ve arkadaşlarımızla tartıştık. Sonra cesaret edemedik. Ama internet motorlarında yaptığınız bazı aramalarda halen bu fikrimizin ayak izlerine rastlayabilirsiniz.
Aslında, belki de pOOplie mutluluk projesinin en zor ayağı kendi dükkânımızı açmaktı bizim için. Bütün o ürünleri bizzat kendimiz ütülemek, fotoğraflamak, listelemek, barkod etiketleri oluşturmak, sıralı bir şekilde kutulamak filan hiç kolay değildi. Ama yaptık işte! 🙂 Ve böylece, pOOplie mutluluk projesinin 1. aşamasını tamamlayıp 2. aşamasına, yani başka annelerin hayatlarına iyilikle dokunmaya konsantre olmaya hazır hale geldik.
pOOplie mutluluk projesinin 2. aşamasının kökleri kendi yaşadıklarımıza ve deneyimlerimize uzanıyor.
Ülkemizde birçok kadın gibi doğum izninde işten çıkarılmış olan Ayşin de, aynı dönemde kendi tercihim doğrultusunda işimi bırakıp çocuklarımla evde kalmış ama bu esnada da ekonomik olarak kendimi pek işe yaramaz ve çaresiz bulmuş olan ben de sanırım anne olunca yaşanabilen ekonomik darbelerden nasibimizi almış annelerdeniz.
pOOplie mutluluk projesini bütün kalbimizle çok seviyoruz ve o bize çok büyük bir heyecan veriyor çünkü o bize bir zamanlar bizim yaşadıklarımızı yaşayan bütün annelere elimizi uzatma ve hayatlarına iyi bir dokunuş getirme şansını veriyor.
pOOplie mutluluk projesinin 2. aşaması çerçevesinde Türkiye’deki bütün annelerin şubat ayı itibariyle www.pooplie.com üzerinde kendilerine mutlu pOOplie dükkânları açabileceklerini 16 Aralık 2012 tarihli blogpostumuzda duyurmuştuk zaten 😉 Anneler şimdiden 0 TL ve kocaman bir gülümseme karşılığında sahip olacakları mutlu pOOplie dükkânlarını sepetlerine atmaya başladılar bile.
Aslında, yola çıkarken, biz mutlu pOOplie dükkânlarını kurumsal bir kimliği olmayan annelere 6 veya 12 ay süre ile tamamen ücretsiz olarak vermeyi planlamıştık. Bunun annelerin kendilerine yeni kazanç kapıları açmaları için yeterli bir süre olacağını düşünmüştük.
Ama meğerse Ayşin’in de, benim de kalbimizde ve aklımızda daha fazlası varmış. Ada’nın doğum gününde ikimiz aynı şeyi birbirimize itiraf ettik. Ve bu haberi sizlere vermek için de yeni yılın ilk gününü sabırsızlıkla bekledik.
Biz ikimiz birden mutlu pOOplie dükkanlarının hali hazırda bir kurumsal kimliği olmayan annelere sonsuza kadar ücretsizce hizmet verebilmelerini istiyormuşuz meğer ama, bu konuyu birbirimizle paylaşmaya çekiniyormuşuz. Hani gözden çıkarttığımız para, nereden baksanız hatırı sayılır bir meblağ zira.
Birbirimize “var mısın bu değişime?” diye sorduk. Ve ikimiz de tereddütsüzce “varım” dedik.
Şimdi, önümüzdeki 1 sene boyunca, pOOplie mutluluk projesini annelerin kendilerine oluşturdukları gelirlere dokunmaksızın karlı hale gelmiş bir iş modeline çevirebilmek için Ayşin de ben de, elimizden geldiği kadar çok çalışmaya, öğrenmeye, öğendiklerimizi uygulamaya ve paylaşmaya, yatırım yapmaya, zaman harcamaya ve pOOplie mutluluk projesini hayatımızın odak noktalarından birisi haline getirmeye sizlerin nezdinde söz veriyoruz.
Sizlerin de destekleriyle başaracağımıza ve her anlamda değişim oluşturacağınıza da inanıyoruz.
Nasıl ki Jim Carrey henüz tanınmadan kendisine 10 milyon dolar karşılığında bir çek yazıp cebine koyduysa ve çekin yazım tarihi ile tahsil tarihi arasında geçen sürede de gerçekten çekin karşılığını fazlasıyla kazanmayı başarabildiyse, şu anda okumakta olduğunuz bu yazımızı da bizim kendimize yazdığımız çekimiz gibi düşünün.
Gün geldiğinde, karşılığının olması için de bütün sene biz “deliler” gibi çalışacağız! 🙂