28. Uluslararası Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı 15-18 Ocak 2015 tarihinde yine İstanbul da sektörü buluşturuyor. Fuara için yapılan araştırma ise sektörün tablosunu çizmekle kalmıyor, aynı zamanda sektör temsilcilerini güncel verilerle aydınlatıyor. İşte o bilgiler…
2012 sonu itibariyle Türkiye nüfusunun yaklaşık %30’unu 0-17 yaş arası çocuklar oluşturmaktadır. Avrupa’da bu oran %19’larda kalıyor.
Türkiye; Doğum Oranı Avrupa Birliği Ülkeleri ile Karşılaştırıldığında Yaklaşık 2 Katı Seviyelerinde
Türkiye’de her yıl yaklaşık 1 milyon 250 bin bebek doğuyor, bu da saatte ortalama 160 bebeğe denk geliyor. En az bir çocuğu olan hane halkı sayısı toplam hane sayısının %54,2’sidir. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de aileler bebek başına , 2 yaşına kadar aylık ortalama 60$ – 70$ , yıllık 720$ – 840$ harcama yapıyor. Bilinç düzeyinin yükselmesi anne babaları, çocuklarını da sağlıklı büyütme isteği ile yeni ürün ve hizmet arayışına itiyor. Diğer taraftan her alanda dünya ortalamasının altında seyreden bebek başına harcama tutarlarının çok yüksek potansiyel barındırması yerli ve yabancı şirketleri pazara çekmektedir. Diğer sektörlerle karşılaştırıldığında 3 – 5 kat daha hızlı büyüyen bebek – çocuk pazarı Türkiye ekonomisi içerisinde her geçen gün payını arttırmaktadır.
Bebek ve Çocuk Gıda Pazarı
Türkiye’de 0-3 yaş arası bebek ve küçük çocuk sayısı yaklaşık 4,7 milyon kadar. Pek çok Avrupa ülkesi ile kıyaslandığında 0-3 yaş arası bebek ve küçük çocuk sayısının bu denli yüksek olması elbette Türkiye’yi cazip bir ülke haline getiriyor. Büyüme beklentilerinin iki önemli dayanağı bulunuyor; bebek besini tüketen ailelerin halen az sayıda olması ve bebek başına tüketimin de henüz sınırlı kalması. Türkiye’de bebek başına mama tüketimi 9,5 kilo iken, dünya ortalaması 60 kg., Batı Avrupa’da ise 160 kg. 0-3 yaş arası çocukların sadece %20si biberon maması kullanıyor. Bu da 4 milyon bebekten sadece 1 milyonunun biberon maması kullandığı anlamına geliyor. Bebeklere verilen besinlerin içerik yönünden ve kalite yönünden yetişkinlerin beslenme ürünlerinden farklı olması gerekliliği çeşitli mecralarda vurgulanarak, ailelerin bilinçlenmesi sağlandıkça bebek beslenmesi pazarı da büyümesini hızlanarak sürdürecektir. Bebek besini kategorilerinin hane penetrasyonu sadece %25 civarındadır. Genel olarak bebek besinlerini kullanmayı tercih eden aileler kullanma sıklıklarına bağlı olarak bu pazarın önemli kısmını oluşturur. En iyi örnek biberon mamalar ve kavanoz mamalar kategorisidir. Bebek sütü tüketiminin %65’i nüfusun %13’ünden gelirken kavanoz mamalarda tüketimin önemli çoğunluğu nüfusun sadece %9’undan gelmektedir. Tüm bebek beslenme kategorileri arasında; sıvı ya da toz olan biberon mamaları, yaklaşık %28 ile en yüksek büyüme oranına sahiptir. Büyümenin hızlı seyretmesinin başlıca sebepleri, tüm bilinçlendirme çalışmalarının sonucunda inek sütünün bebek beslenmesinde kullanımının giderek azalması ve annelerin daha uzun süreler devam sütü kullanmaya devam etmesi şeklinde özetlenebilir. İkinci en yüksek büyüme ise yaklaşık %18’lik bir büyüme hızına sahip olan kavanoz mamalarındadır. Bu kategorinin gelecekte de önemli ölçüde büyüme göstermesi beklenmektedir. Kavanoz mamalarda, bebekler için meyve püreleri, sebze püreleri, çorbalar, tavuklu yemekler, yoğurtlu ve sütlü tatlılar yer almaktadır. Elbette kullanım kolaylığı ile öne çıkmakta olan bu kategoride aslında temel tü- ketici faydası bu ürünlerin üretiminde kullanılan hammaddelerin yani meyve ve sebzelerin bebek beslenmesi standartlarında olması. Biberon mamaları, tahıllı kaşık mamaları ve kavanoz mamalar gibi tüm dünyada yaygın olarak tercih edilen bebek besinlerinin yanında, Türkiye pazarında bir de geleneksel bebek beslenme ürünleri yer alıyor; örneğin bebek bisküvisi. Diğer ülkelerde bisküviler bebek besinlerinin sadece küçük bir kısmını oluştururken Türkiye’de geleneksel bir bebek maması kabul edilmekte. Bebek bisküvileri Türkiye’de toplam bebek besini pazarının yaklaşık %50’sini oluşturuyor.
Türkiye hazır giyim konusunda dünyanın 7., Avrupa’nın 2. büyük tedarikçisidir.Bebek ve Çocuk Hazır giyimde en çok tercih edilen hammadde olan pamuk üretiminde dünyada 5.sırada yer alan Türkiye aynı zamanda organik pamuk üretiminde de yüksek kalite standartlarında son teknolojileri kullanması , yaratıcı dizaynlar yapması ve çalışanların bilgi birikimi, yeteneği sayesinde önemli bir rol oynamaktadır. Buna ilave olarak esnek üretim imkanı sayesinde müşteri isteklerine hızlı bir biçimde cevap verebilmektedir. Üreticilerin çoğu Bursa, İstanbul, Denizli ve İzmir’de kurulu olup; bebek ve çocuk giyimi üretiminin %80’i Bursa’da gerçekleştiriliyor. 2012 yılında en fazla ihracat yapılan ülke %20 pay ile Almanya. Almanya’yı sırasıyla İngiltere, İspanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika, Rusya, İsveç, Danimarka takip etmekte.
Türkiye, Nüfus Artış Oranı En İyi Ülkelerin Başında Geliyor
Bebek ve çocuk giyim sektörü, bebek ve çocuk segmentinde en büyük paya sahip ve en hızlı büyüyen alanlardan birisidir. Ancak açık pazarların kullanımının çok yaygın olması markalaşmayı zorlaştırmaktadır.
Bebek Bakımı
Türkiye’de bebek bezi pazarının büyüklüğü yaklaşık 350-400 milyon Euro olarak hesaplanıyor. Türkiye’de ailelerin %84 hazır bezi tercih ediyor. Ancak Avrupa’da günde 4-5 bez tüketilirken Türkiye’de 3 kez alt değiştiriliyor . Türkiye’de ortalama bez kullanım süresi 27 ay. Bu süre Avrupa’da daha uzunken en uzun bez kullanım süresi Japonya’da. Günlük bez kullanım sayısı yeni doğan bebeklerde günde 8 adet, büyük bebeklerde günde ortalama 4 adet. Bu sayı Avrupa ortalamasının altında kalıyor. Bebek bakımında bezlerin ana yardımcısı olan alt temizliği ürünleri de ciddi bir pazar yaratıyor. Alt temizliğinin önemli araçlarından biri olan ıslak mendil, bebek cilt bakımında en çok satan ürün olarak ayrı bir kategoride ele alınıyor. Islak mendillerden sonra cilt bakımlarında en güçlü kategori olarak şampuan ve saç kremleri öne çıkıyor. Türkiye’de bakım ürünleri pazarında eczane kanalı çok güçlü.
Bebek Araç ve Gereçleri
Bebek pazarının ciro anlamında en küçük payını pusetten, biberona, mama koltuğundan oto koltuklarına kadar bebek araç ve gereçleri oluşturuyor. Türkiye, büyüyen ekonomisi ve artan nüfusu bakımından bebek araç gereçleri için önemli bir pazar olarak görülmekte. Ayrıca daha önce tüketici algılaması bakımından lüks mal sınıfına giren puset ve oto koltukları, özellikle 2000’li yıllarda hem düşen fiyatlar hem de artan tüketici bilinci nedeniyle önemli bir ihtiyaç olarak görülmeye başlandı. Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde getirilen yeni yasalarla zorunlu hale gelen oto koltuğu kullanımı bu grupta büyüme potansiyeli olan en önemli ürünlerden bir tanesidir.
Türkiye’de oyuncağa çok az bütçe ayrılıyor. Ülkemizde çocuk başına yıllık 20-25 dolarlık oyuncak harcaması yapıldığı tahmin ediliyor. Bu rakam ABD’de çocuk başına 300 $, Avrupa’da 350 $ ve dünya ortalaması ise 35 $. Dünyada oyuncak pazarı için beklenen büyüme yüzde 2 ila 4 arasında iken, Türkiye’de eğitimli ve genç ebeveynlerin artmasıyla birlikte yüzde 20’lik bir artış bekleniyor. Türkiye’de oyuncak sektörünü ilgilendiren 18 milyon çocuk nüfusunun her geçen yıl artmasıyla birlikte Pazar hacminin 2015 yılı itibariyle 2 milyar doları geçmesi bekleniyor. Türkiye’deki oyuncak sektörü % 85 ithalata dayalı. İthalatın artmasıyla beraber oyuncak pazarı da önemli bir gelişme gösteriyor.
Mobilya ve Ev Tekstili
Mobilyada, sektörün ekonomik büyüklüğü 7 milyar dolara ulaşmış durumda. Çocuk ve Genç ürünlerinin payı ise bunda %5. Ancak bu oran nüfus sayısının ve aynı zamanda milli gelirin artması ile gittikçe yükseliyor. Bu oranın sadece %20’sini ise bebek mobilyası oluşturmakta bu da ortalama 70 milyonluk bir Pazar payına denk gelmekte. Türkiye’de bebek mobilyasının geçici olmasıyla ilgili mevcut bir algı bulunuyor. Bu nedenle de aileler, özellikle bebeklerde 0-2 yaş arasını fonksiyonel bebek mobilyası ile geçirip daha sonraki yaşlarda çocuk odasına geçişi tercih ediyor. İlk kez bebeği olacak, ekonomik durumu daha iyi ailelerde ise durum biraz daha farklı. Bu aileler, “özel bebek odaları” hazırlatıyor ve daha çok özel üretim yapan butik firmalardan alışveriş yapıyor. Özel butiklerin bebek mobilya pazarında paylarının yüzde 10’larda olduğunu açıklanıyor. Uyku setleri, yatak örtüleri ve nevresim takımlarını kapsayan ev tekstili ürünleri ise bebek ve çocuk piyasasında ciddi bir pazar oluşturuyor. Ev tekstil konusunda niş, organik veya bambu gibi farklı tarzda ürünlerin üretimini yapabilen Türkiye, bu konuda dünyadaki önemli bir talebi de karşılamakta. İhracatta dünya 3. olan ülkemizin gelecek yıllardaki hedefi ise birinci sıraya yerleşmek.